Paylaş Facebook Facebook Facebook Facebook Facebook
30.06.2014

İl Müftüleri Toplantısı Sonuç Bildirgesiyle Sona Erdi.

İl Müftüleri Toplantısı sonuç bildirgesiyle sona erdi…



Mardin’de
dört gün süren İl Müftüleri Toplantısı, Dini Yayınlar Genel Müdürü Dr. Yüksel
Salman tarafından okunan sonuç bildirgesiyle sona erdi. 81 il müftüsünün ve
Diyanet İşleri Başkanlığının üst yönetiminin katıldığı değerlendirme oturumunun
ardından kamuoyu ile paylaşılan sonuç bildirgesinde şu ifadelere yer verildi;



“İslam’ın
inanç değerlerini aşındırmaya yönelik her türlü ifrat ve tefrite karşı
Diyanet’in vatandaşlarımızı bilgilendirme sorumluluğu vardır…”



Diyanet
İşleri Başkanlığı, İslâm’ın evrensel ilkeleri ile yüce değerlerinin toplumumuza
ve insanlığa doğru bir şekilde ulaştırılması amacıyla küresel ölçekte faaliyet
gösteren saygın bir Anayasal kurumumuzdur. Başkanlığımızın görev ve yetkisi,
ilgili kanunlar tarafından belirlenmiş olup güven ve itibarını aziz
milletimizin ilgi ve itimadından, tarihsel bilgi, birikim ve tecrübesinden
almaktadır. Bu yetkiyle, yüce dinimizin inanç değerlerini ve ahlaki umdelerini
aşındırmaya yönelik her türlü ifrat ve tefrit karşısında vatandaşlarımızı doğru
bilgilendirme sorumluluğunun bilincinde olarak, ortaya çıkan gelişmeleri
dikkatle değerlendirmektedir. 



“Millet
varlığımızın temelini, harcını ve ruhunu oluşturan ahlâkî değerlerin
zedelenmesi ve zayıflatılması tasvip edilemez…”



Başkanlığımız
sosyal gelişmelerin ortaya çıkardığı belli başlı dini problemler karşısında
ihtiyaç duyulan bilgiyi vaaz ve hutbeler başta olmak üzere hemen her fırsatta
milletimizle paylaşmakta, Kur’an ve Sünnet’ten mülhem açıklamalarını irşat dili
çerçevesinde, belli bir usul ve üslup dairesinde gerçekleştirmektedir. Dini
Mübin-i İslâm’ın evrensel hakikatleri ve yüce değerleri hiç bir tartışmaya
fırsat vermeyecek derecede açıktır. Millet varlığımızın temelini, harcını ve
ruhunu oluşturan bu yüce ilkelerin ve ahlâkî değerlerin zedelenmesi ve
zayıflatılması tasvip edilemez.



“Diyanet
İşleri Başkanlığı kurumsallaştırdığı dengeli ve sağduyulu konumunu korumaya
daima özen göstermektedir…”



Diyanet
İşleri Başkanlığı, uhdesine verilen görevlerin gereğini yerine getirirken,
kuruluşundan bu yana özenle geliştirdiği ve kurumsallaştırdığı dengeli ve
sağduyulu konumunu korumaya daima özen göstermektedir. Başkanlığımızın bu
tutumu müftülerimizin dikkat, özen ve hassasiyetleriyle uygulanmakta ve her
türlü gündelik tartışmaların içine çekilme çabaları sonuçsuz kalmaktadır.



“Sosyal
ve doğal trajik hadiseler yaşanmadan önce farkındalık oluşturacak bir dil
geliştirilmelidir...”



Yakın
geçmişte yaşanan bazı toplumsal ve doğal olaylar; trajik hadiselerin ardından
üretilen teselli dilinin yeterli olmadığını, acı sonuçlar doğuran sosyal ve
tabii hadiseler daha yaşanmadan önce bireysel, toplumsal ve kamusal
yükümlülükler konusunda farkındalık oluşturmayı mümkün kılacak yeni bir irşad
dilinin geliştirilmesi gerektiğini ortaya koymuştur.



“Hakikati
tekeline alan dini nüfuz alanı oluşturma ve toplumun dini dokusunu dejenere
etme girişimleri asla onaylanamaz…”



Sivil
girişimlerle ortaya çıkan dini oluşumlar dünyada olduğu gibi ülkemizde de
toplumsal bir gerçekliktir. Önemli olan sosyo-kültürel dini oluşumların, dinin
sahih bilgisi ve temel kaynakları ekseninde toplum yararına faaliyet
göstermeleridir. Bunun toplumun dini kültürel hayatına yapacağı katkı
yadsınamaz. Ancak bu oluşumların açık, şeffaf, hesap verebilir, toplumu
ayrıştırmayan, dini duyguları ve güveni istismar etmeyen bir yapıda olmaları
son derece önemlidir. İslam’ın temel bilgi kaynakları olan Kur’an, sünnet ve
Müslümanların tarihsel tecrübesini aşarak, kendinden menkul iddialarla ve
sübjektif deneyimlerle hakikati tekeline alarak dini nüfuz alanı oluşturma ve
toplumun dini dokusunu dejenere etme girişimleri asla onaylanamaz.



“İslam’ın
temel referanslarıyla ters düşen, dinin yüksek hakikatlerini süfli emellerle
değersizleştiren yaklaşımlar asla kabul edilemez…”



Milletimiz,
tarih boyunca dini yozlaştıran dini görünümlü tezahürlere karşı dikkatli ve
feraset içinde olmuştur. Birey ve toplumun din algısına ve yorumuna saygı
duyulması bugünün dünyasında ortak bir yaklaşımdır, ancak İslam’ın temel
referanslarıyla ters düşen, mesiyanik kavramlarla söylem örgüsü kuran, yaygın
kitlenin zihninde karışıklıklara meydan veren, dinin yüksek hakikatlerini ve
toplumun ahlaki değerlerini süfli emellerle ve basit içeriklerle
değersizleştiren yaklaşımlar asla kabul edilemez.



“Din
hizmetleri, genç kuşakların kendi değerleriyle buluşmasını, manevi
potansiyellerini keşfetmesini sağlayan bir yaklaşımı esas almalıdır…”



Gençlerin
medeniyet değerlerine dair gönüllü bir aidiyet bilinci geliştirmesine
ve özgüveni yüksek bireyler olmasına yardımcı olacak bir dil ve üslup
üzerinde çalışılması gerekmektedir. Bu sebeple din hizmetleri, genç kuşağın
kendi değerleriyle buluşmasını, kendi manevi potansiyellerini keşfetmesini,
açığa çıkarmasını ve geliştirmesini sağlayan bir yaklaşımı esas almalıdır.



“Çocuk
ve kadın cinayetleri, ailelerinden kopartılan çocuklar, çocuk yaşta evlilikler
İslâm’ın barış ve rahmet mesajlarına ne kadar muhtaç olduğumuzu
göstermektedir…”



Son
zamanlarda yazılı ve görsel medyada yoğun biçimde yer verilen çocuk ve kadın
cinayetleri, annelerinden ve ailelerinden kopartılan çocukların yürek burkan
haberleri ve gündemden düşmeyen çocuk yaşta evlilikler toplum olarak, İslâm’ın
barış ve rahmet mesajlarına ve merhamet eğitimine ne kadar muhtaç olduğumuzu
göstermektedir. Gelinen noktada toplumsal bir duyarlılığa ihtiyaç
duyulmaktadır.



“İslam
coğrafyasının acı, göz yaşı, ıstırap, açlık, toplumsal kaos, iç savaş, şiddet
ve istikrarsızlık gibi olumsuz kavramlarla anılıyor olması oldukça üzüntü
vericidir…”



Müslüman
coğrafyası tarihin en zor süreçlerinden birini yaşamaktadır. Yapısı gereği
farklı dillerin, mezheplerin ve dinlerin tarihten bugüne birlikte yaşadığı bu
coğrafyada yeni gerilim alanları oluşturularak din, dil, düşünce, inanış
üzerinden gerilim alanları oluşturulmak istenmektedir. Din ve dini imgeler
üzerinden aşırılığa, şiddet ve tedhişe uygun ortamlar oluşturularak Müslüman
toplumların yaşama alanları tahrip edilmekte, inanç değerleri ve güvenlikleri
zedelenmektedir. İslam coğrafyasının acı, göz yaşı, ıstırap, açlık, toplumsal
kaos, iç savaş, şiddet ve istikrarsızlık gibi olumsuz kavramlarla anılıyor
olması oldukça üzüntü vericidir. Bu bağlamda Nijerya’da yaşanan Boko Haram adlı
terör örgütünün yüzlerce kız çocuğunu kaçırması eylemi utanç vericidir. Bu
durumu vicdan sahibi hiç kimsenin kabul etmesi mümkün değildir. Başta
Müslümanlar olmak üzere bütün insanlık camiasına düşen öncelikli görev, nefret
ve şiddet üreten ortamları gidermek, huzur ve güvenin sağlanması için el
birliği ile çaba göstermektir.



“Bu
yılın Ramazan teması, ‘Hiç Kimse Kimsesiz Kalmasın; Bu Ramazan ve Her Zaman’…
Camiler Haftası teması, ‘Cami ve Gençlik’…”



Başkanlığımızın,
Ramazan ayının manevi atmosferinden istifadeyi artırmak amacıyla her sene bir
tema belirlediği ve bu çerçevede toplumun bütün kesimlerine ulaşmak ve yeni
farkındalıklar oluşturmak istediği malumlarıdır. Bu yıl ramazan ayında “kimse
yalnız kalmasın” başlığıyla yoksul, yetim, yaşlı, engellilerle kalabalıklar
içinde yalnız kalan kardeşlerimize Ramazanın rahmet ikliminin ve şefkat
soluğunun ulaşması için el birliği ile çaba sarf edilecektir. Camiler
Haftasında da “Cami ve Gençlik” konusunun ele alınması ilke olarak
kararlaştırılmıştır.



“Milletimizin
yaz Kur’an Kurslarına olan ilgisinin her geçen yıl artarak devam etmesi
memnuniyet vericidir…”



Milletimizin,
okulların tatil olmasını müteakip başlayan Yaz Kur’an Kurslarına olan ilgisinin
her geçen yıl artarak devam etmesi memnuniyet vericidir. Müftülüklerimiz bu yıl
da gereken her türlü hazırlığı yaparak, camilerimizde yavrularımızı en iyi
şekilde ağırlamayı ve en yüksek düzeyde istifadeyi mümkün kılacak tedbirleri
alarak verimli bir eğitim ve öğretim gerçekleştireceklerdir.



“TÜİK
Anketi millet olarak geleceği birlikte inşa etme ve yaşama imkanı konusunda
ümit vermiştir…”



Diyanet
İşleri Başkanlığımızca TÜİK’e yaptırılan “Türkiye’de Dini Hayat” araştırmasının
verileri, İslam’ın bu toplumun ortak değeri ve milletimizin kimlik yapısının
temel bileşeni olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Millet olarak geleceği
birlikte inşa etme ve yaşama imkanı konusunda da ümit vermiştir. Ayrıca
Başkanlık olarak hizmet kusurlarımızı görmeye vesile olmuştur. Araştırma
sonuçları bilimsel çalışmalara da kaynaklık etmek üzere kamuoyu ile
paylaşılacaktır.



“Türkiye
Diyanet Vakfının yurt içinde öğrenci yurdu projelerinin yaygınlaştırılmasına
devam edilecektir…”



Ülkemizle
birlikte yurt dışında da geniş bir coğrafyada hizmet veren Türkiye Diyanet
Vakfı, yeniden yapılanma çalışmalarını genişleterek devam ettirmektedir. Bu
bağlamda yurt sathında il ve ilçe temsilciliklerinin yeniden yapılandırma süreci
başlatılmıştır. Dini ve hayri hizmetlerde daha geniş katılımlı hizmet
projelerine ilaveten, yurt içi ve yurt dışındaki eğitim faaliyetlerini artırma
ve geliştirme gayretleri sürmektedir. Özellikle yurt içinde öğrenci yurtları
projelerinin yaygınlaştırılmasına devam edilecektir.



“Ülkemizde
ve dünyada yaşanan birçok dini problemler Başkanlığımız tarafından
değerlendirilmektedir…”



Bugün
ülkemizde ve dünyada yaşanan birçok dini problem, kamuoyu tarafından
değerlendirilmekte ve tartışma konusu yapılmaktadır. Başkanlığımıza da
kamuoyunda tartışılan konulara ilişkin pek çok husus yansımaktadır.
Başkanlığımız gerek il müftüleri istişare toplantılarında ve gerekse değişik
toplantılarda yapılan açış konuşmalarında güncel dini konulara değinilmekte ve
kamuoyu aydınlatılmaktadır. 



“Toplantıda
dile getirilen güncel bazı hususların, kamuoyu tarafından ilgiyle karşılanmış
olması memnuniyet vericidir…” 



İl
müftüleri istişare toplantısı esnasında dile getirilen güncel bazı hususların,
kamu oyu tarafından ilgiyle karşılanmış olması memnuniyet vericidir. Ancak bu
tür açıklamaların değişik amaçlarla kullanılmaması ve farklı anlamlara
çekilmemesi temennimizdir.