Paylaş Facebook Facebook Facebook Facebook Facebook
07.01.2022

"Çalıştığınız her alana İslami perspektiften katkılar sağlayacaksınız"

​​

Kafkas Üniversitesi’nde öğrencilere konferans veren Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Her biriniz ilim için buraya geldiniz, ilme talip oldunuz. Hayatınızı ilim yolunda geçireceksiniz. Hangi alanda çalışacak olursanız olunuz, çalıştığınız her alana İslami perspektiften katkılar sağlayacaksınız inşallah” dedi

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kafkas Üniversitesi’nde öğrencilere “İslam’ın Işığında Bilgiden Bilince” başlıklı konferans verdi.

Ahmet Arslan Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İslam medeniyetinin ilim, irfan, bilgi ve hikmet medeniyeti olduğunu söyledi.

Başkan Erbaş, Alak ve Kalem suresinden ayetlerle ilimin önemini anlatarak, “Sadece Müslümanlara değil, insanlığa büyük bir mesaj var. İnsanlık faydalı, hayırlı, amaçlarla, niyetlerle okuduğu, yazdığı, öğrendiği, elinde kalem, kitap olduğu sürece kazanacaktır. Bunlardan uzak kaldığı müddetçe kaybedecektir. Tarih bunun örnekleriyle doludur” dedi.

Kur’an-ı Kerim’de akletme, tefekkür, tedebbür ve tezekkürü vurgulayan 550 ayet olduğunu belirten Başkan Erbaş, “Düşünmemiz, akletmemiz emredilmektedir. Çünkü insanoğlu düşündüğü, düşünce öğrettiği sürece aklın zekatını verir. Tabiatı araştırmaya, evreni tefekküre yönelten ve yaratılışa dikkat çeken pek çok ayeti kerime vardır. ‘Göğün nasıl yükseltildiğine bakmazlar mı?’, ‘Dağların nasıl yayıldığına, yerlerin nasıl döşek gibi olduğuna bakmazlar mı?’ ne var burada? Tefekkür var. Kainat kitabını okumaya davet var.” diye konuştu.

İslam ilim geleneğinde, deneye dayalı ilimler ile dini ilimler arasında bir ayrım olmadığının altını çizen Başkan Erbaş, “Dini ilimlerle uğraşmak ne kadar faziletli ise tabii ilimlerle, fen bilimleri ile uğraşmak ama Allah rızasını gözeterek uğraşmak da o kadar faziletlidir.” ifadelerini kullandı.

“Kur’an-ı Kerim toplumda sekineti oluşturmak için gönderilen bir kitaptır”

Başkan Erbaş, İnsanoğlunun kendisi ve evren ile ilişkisini vahyin kılavuzluğunda kurduğunda; bireysel, toplumsal ve küresel boyuttaki anlam krizini ve varoluşsal bunalımlarını sekinete dönüştürebileceğine dikkat çekerek, “Kur’an-ı Kerim bu sekineti toplumda oluşturmak için gönderilen bir kitaptır. Bu sekinetin olmadığı yerlerde karanlık vardır. Sekinetin olduğu yerlerde aydınlık vardır. O zaman şu ayet-i kerimeyi paylaşalım, “Kitabı sana insanları karanlıktan aydınlığa çıkarman için gönderdik.” amaç bütün insanlığa aydınlanması. Kur'an-ı Kerim evrensel bir kitaptır. Hiçbir mekan ayrımı yapmadan hedef bütün dünyadır. Hiçbir coğrafya ayrımı yapmadan bütün dünya.  Irk ve renk ayrımı yapmadan bütün insanlar çünkü bütün insanların huzura, sekinete, barışa ihtiyacı var. Peygamberlerin mirasına baktığımız zaman bunu görürüz. Vahiy ve hikmete dayalı köklü bir ilim geleneği oluşturulan İslam medeniyeti bunun en somut göstergesidir.” şeklinde konuştu.

“Batı, Orta Çağ karanlığından İslam medeniyetinden istifade ederek kurtuldu”

İslam Medeniyetinin vahyin ilk asrından itibaren büyük bir ilm-i inkişaf gerçekleştirdiğini aktaran Başkan Erbaş, şöyle devam etti:

“Hani Orta Çağ karanlığı diyorlar ya, Batı’nın o Orta Çağ karanlığı döneminde işte bu keşifler, bu inkişaflar, bu aydınlanmalar İslam dünyasında, İslam medeniyetinde ne ile yaşanıyordu Kur'an'la yaşanıyordu, sünnetle yaşanıyordu. İlimle, irfanla, Kur'an ve sünnete dayalı bilgi ve hikmetle yaşanıyordu. Yedinci yüzyıldan yani Allah Resulü Efendimizin geldiği asıradan Batı’nın Rönesans dediği 16. - 17. asra kadar bu karanlık dönem Batı’da devam etti. İslam medeniyetinden öğrenmiş oldukları bu aydınlanma çizgisinden istifade ederek karanlıktan kurtulmaya İslam’dan neredeyse 800 sene sonra başladı. O dönemler karanlıkta dönemler. Şimdi aydınlık mı? Onu da sorgulamak lazım. Böyle aydınlık olacaksa olmaz olsun. Zulmün, haksızlığın, ırkçılığın, zenginin fakiri ezmesi üzerine kurulmuş bir kapitalist sistemin bulunduğu yerlerde yine aydınlık yok, şimdi de buna (İslam’a) muhtaç bütün dünya. O gün ne kadar muhtaç idiyse bugün de o kadar muhtaç. İslam ve Kur'an evrenseldir ve kıyamete kadar bu vazifesini sürdürecektir. İslam büyük bir nimettir.”

“Müslüman alimler, 7 asır boyunca ilmin öncüsü oldular”

Başkan Erbaş, Müslüman alimlerin 7. yüzyıldan Rönesans'a kadar yaklaşık 7 asırlık bir zaman zarfında, bilimin bütün alanlarında insanlığın ufkunu aydınlatmış; teorik ve pratik boyutta ilmin öncüsü olduklarına dikkat çekerek, “Felsefe, fıkıh, kelam ve sanat alanında yazdıkları dev eserlerle… İbn-i Sina’ya bakıyorsunuz, El Kanun fi’t- Tıp’ı yazdığı gibi El Musika’yı da yazmış. Farabi’ye bakıyorsunuz, felsefe ile, devlet ile ilgili yazdıkları kitap olduğu gibi ud metoduna ait en eski kitaplar Farabi’ye aittir. Biruni'ye bakıyorsunuz 11. yüzyılda öyle imzasını atmış, mührünü basmış ki bütün dünya 11. yüzyıla, ‘Biruni Yüzyılı’ demişler.  Orta Çağ’daki Batı karanlıklar içerisinde yüzerken Biruni’nin o gün kendisine göre kurduğu fizik, kimya laboratuvarlarında yaptığı deneylerle bugün en gelişmiş teknolojik aletlerle yaptığınız deneyleri karşılaştırdığımız zaman birbirine çok yakın değerler çıkıyor.” diye konuştu.

“Yeni bir Kur'an meali hazırlıyoruz”

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak yeni bir meal çalışması başlattıklarını ifade eden Başkan Erbaş, “Bir komisyon kurduk. 100 küsür hocamızın katkısıyla bir Kur'an meali hazırlıyoruz. Bu Kur'an mealinin hazırlanmasında bugün bizim üniversitelerimizde ya da okullarımızda branş olarak, ders olarak okunan tüm alanlardan uzmanlar olacak inşallah. Sadece tefsir, hadis, fıkıh, kelam yani ilahiyat alanlarındaki uzmanlardan değil, fizik, astronomi, kimya, tıp, mühendislik bütün bu alanlardaki uzmanlardan da istifade ederek, Doğrudan doğruya Kur'an'dan alıp ilhamı asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı, diyor ya İslam şairi Mehmet Akif Ersoy, işte onu yapmaya gayret edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

“Çalıştığınız her alana İslami perspektiften katkılar sağlayacaksınız”

Başkan Erbaş, öğrencilere İslam medeniyet tarihi ve müktesebatına yönelik okumalar yapmalarını tavsiye ederek, “O zaman bizim ne büyük bir medeniyetin mensupları olduğumuzu yeniden göreceksiniz. İftiharla daha iyi anlamış olacaksınız. O zaman umudunuz ve özgüveniniz daha da artacak. Her biriniz ilim için buraya geldiniz, ilme talip oldunuz. Hayatınızı ilim yolunda geçireceksiniz. Hangi alanda çalışacak olursanız olunuz, çalıştığınız her alana İslami perspektiften katkılar sağlayacaksınız inşallah. Bu Heyecanınızı ve azminizi biz de her zaman tebrik edeceğiz, alkışlayacağız.” şeklinde konuştu.

“4-6 yaş Kur’an kurslarında 200 bine yakın öğrencimiz var”

Başkan Erbaş çocuk eğitimine ilişkin Kur’an-ı Kerimden örneklere vererek, “Lokman aleyhisselamı ben hep örnek veririm. 4-6 yaş eğitimlerinde biz bunlara çok önem veriyoruz. 10 bin kadar sınıfımız oldu elhamdülillah. Daha da artacak. 200 bine yakın öğrencimiz var. Lokman aleyhisselam çocuğunu eğitirken bakınız ne öğretiyor ona, “Yavrucuğum, senin yaptığın bir şey, bir hardal tanesi kadar bile olsa, sert kayaların arasında olsa, göklerde olsa, yerin derinliklerinde olsa Allah onu senin karşına getirecektir.” Çocuğun önce hesap verme duygusunu geliştiriyor. Bir insanda hesap verme duygusu olmazsa ondan nasıl emin olacağız. Bundan bana her türlü kötülük gelir. Çünkü hesap verme duygusu yok, ahiret inancı yok.  İmam Gazali diyor ki; kötülükleri önlemenin 3 yaptırımı var. Bir vicdani müeyyide, iki kanuni müeyyide, üç uhrevi müeyyide. Vicdanları eğitmek lazım. Ahlak eğitimi burada devreye giriyor. Kötülükleri kötülüğünü, iyiliklerin iyiliğini bizim küçük yaşlardan itibaren çocuklarımıza öğretmemiz lazım.” değerlendirmesinde bulundu.

Konferansa, Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Kapu, Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Kadir Dinç, İnsan Kaynakları Genel Müdürü Akif Pusmaz, Kars İl Müftüsü Yusuf Eviş, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.

Başkan Erbaş, ayrıca Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Kapu’yu makamında ziyaret etti.​